19 Mart 2018 Pazartesi

Acun ! Eski Türkçe: "enkarnasyon"



Acun !
Eski Türkçe: "enkarnasyon" [ Uygurca Budist metinler, 1000 yılından önce]
biş ajuntakı tınlıġları biligsiz biligtin öŋüü ötürdüŋüz, bilge biligte yarattıŋız, frnirban kahsanlıġ kıltıŋız [beş enkarnasyondaki/cihandaki canlıları bilinçsiz bilinçten öte götürdünüz, onları bilgelik bilinciyle yarattınız, parinirvānaya layık kıldınız]
Eski Türkçe: [ Uygurca Altun Yaruk, 1000 yılından önce]
yılkı ajunınta toġdumuz érti [hayvan enkarnasyonunda doğmuş idik]
Eski Türkçe: "... dünya" [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073]
ajun: al-dunyā. Bu ajun [bu dünya], ol ajun [öbür dünya]
Yeni Türkçe: [ Cumhuriyet - gazete, 1934]
Onu gür sesiyle bütün acuna haykırdı
Köken
Eski Türkçe ajun "enkarnasyon, dünya, cihan" sözcüğünden alıntıdır. Eski Türkçe sözcük Soğdca ˀjwn (ajūn) "yaşam, Budist inançta enkarnasyon" sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Soğdca jw- "yaşamak" fiilinden türetilmiştir. Soğdca fiil Hintavrupa Anadilinde yazılı örneği bulunmayan *gʷeiə- "yaşamak, canlı olmak" biçiminden evrilmiştir.
Daha fazla bilgi için can maddesine bakınız.
Ek açıklama
TTü 15. yy'dan sonra unutulmuş bir sözcük iken Dil Devrimi döneminde “Öz Türkçe” olduğu varsayımıyla canlandırılmıştır. • İrani bir dil olan Soğd dilindeki sözcük, Farsça cihān "canlılar alemi, dünya" eşdeğeridir.
CAN : [ Kutadgu Bilig, 1069]
yuluġ kıldı [feda etti] mālı teni cānını
Kıpçakça: [ Codex Cumanicus, 1303]
anima: tin vel ǵan [can]
cankurtaran [ Yadigâr-ı İbni Şerif, 1421? yılından önce]
hızırilyās deyü ad vérdik Bursa şehrinde cānkurtaran dérler meşhurdur
[ Meninski, Thesaurus, 1680]
cān atmak (...) cān çekişmek (...) cān virmek (...) cān evi (...) cānü göŋülden
can pazarı [ Evliya Çelebi, Seyahatname, 1683 yılından önce]
nehr-i Tuna'ya atlariyle ve piyādegānleriyle cān pāzārine düşüp
Köken
Farsça ve Orta Farsça cān جان "yaşam" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Soğdca aynı anlama gelen jwān sözcüğü ile eş kökenlidir. Bu sözcük Eski Farsça ve Avesta (Zend) dilinde jīva- "yaşamak" sözcüğü ile eş kökenlidir. Eski Farsça sözcük Hintavrupa Anadilinde aynı anlama gelen yazılı örneği bulunmayan *gʷī-wo- biçiminden evrilmiştir.
Ek açıklama
Doğu İran ve Hint dillerinde önseste /j/ ile Batı İran dillerinde /z/ eşdeğerdir. Dolayısıyla Avesta (Zend) dilinde jīva- , Sanskritçe jīvá जीव "canlı", Sanskritçe jīvita जीवित "hayat", buna karşılık Orta Farsça zīvag, zīvantag > Farsça zīve, zinde "canlı".

Fransızca ve İngilizce bio+ "[bileşik adlarda] can, hayat" parçacığından alıntıdır. Fransızca parçacık Eski Yunanca aynı anlama gelen bíos, biot- βίος, βιοτ- sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Hintavrupa Anadilinde aynı anlama gelen yazılı örneği bulunmayan *gʷi-wot- biçiminden evrilmiştir. Bu biçim Hintavrupa Anadilinde yazılı örneği bulunmayan *gʷeiə- "yaşamak" kökünden türetilmiştir.

Ek açıklama
Hintavrupa Anadilinde /*gʷ/ > Eski Yunanca /b/ ve Hintavrupa Anadilinde /*gʷ/ > Latince /v/ ve keza Hintavrupa Anadilinde /*gʷ/ > Hint-İrani dillerde /j/ ve /z/ standarttır. Dolayısıyla Eski Yunanca bio-, biota = Latince viv-, vita = Gaelce beatha = Sanskritçe ijīvita जीवित, Eski Farsça jva- ve Farsça cān. • Hintavrupa Anadilinde *gʷi-wō- biçiminden Eski Yunanca zóiō "yaşamak", zoē "yaşam" türevlerinde görülen /z/ sesi geniş bir literatüre konu olmuştur. • Ayrıca Hintavrupa Anadilinde *gʷi-g- biçiminden İngilizce quick "canlı", Latince vigere, vigor "canlı ve güçlü olmak". 


Cihannüma ! cihān جهان "dünya" ve Farsça numā نما "gösteren" sözcüklerinin bileşiğidir. (NOT: Bu sözcük Farsça numūdan, numā- نمودن, نما "göstermek" fiilinden +ā(n) ekiyle türetilmiştir.)
[ Kutadgu Bilig, 1069]
kutaḏsu atı birsü iki cihān [kutlu adı versin iki cihan]
[ Codex Cumanicus, 1303]
mondus - Fa: dunia alan [dünya alem] - Tr: jaghan ... ǵehan [cihan]
Köken
Farsça cahān veya cihān جهان "dünya" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Orta Farsça gēhān "«canlılar alemi», dünya" sözcüğünden evrilmiştir. Bu sözcük Eski Farsça gaithā-, gen. gaithānām "canlı varlık, hayvan" sözcüğünden evrilmiştir. Eski Farsça sözcük Hintavrupa Anadilinde yazılı örneği bulunmayan *gʷeiə- "yaşamak, canlı olmak" sözcüğünden türetilmiştir.
Farsça numāyiş نمايش "gösterme, gösteri, gösteriş" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Farsça numūdan, numā- نمودن, نما "göstermek" fiilinden +iş ekiyle türetilmiştir. Bu sözcük Orta Farsça aynı anlama gelen nmūdan, nmāy- fiilinden evrilmiştir.
.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder